top of page

Erim Bikkul

Yekpare Akış

İsmini Tanpınar’ın “Eşik” adlı şiirinden alan “Yekpare Akış”, Erim Bikkul’un, içinde yaşamakta olduğu zaman ve mekânı, algı süzgecinden geçirerek değerlendirme çabalarının bir sonucu. Şimdiye dek çizme ve boyama yoluyla, yani varolana “ekleyerek” yapıt üretirken, son dönemde üzerinde çalıştığı kâğıt ve plastik gibi malzemeleri kesip çıkararak “eksiltmenin”, bir anlamda boşlukla çalışmanın peşine düşen sanatçı şöyle diyor: “Ağaçların dalları, nehirlerin kolları, damar ve sinir sistemlerinin görünümleri arasındaki benzerlik, ya da bazı gezegenlerin çizdiği yörüngelerin kesişimi sonucu ortaya çıkan desenlerin sokakta satılan Çin işi ucuz şablonlarda yapılan çizimlerle tıpatıp aynı olabilmesi gibi daha pek çok çakışma, bana sınırsız ve iç içe geçmiş bir oluşun içinde yer aldığımız hissini veriyor. Gündelik hayatta ancak belirlenmiş bir kısmında gezindiğimiz gerçeklik, aslında katman katman. Buna ek olarak her şeyin bir bütün olması hali, bir “yekpare akış” da söz konusu. “Kendimizi beden, isim, duygu ve deneyimlere indirgediğimizde kavrayamadığımız ve bizi kesin yargılarda bulunmaya iten pek çok durum, benliğin muhafazasından çıkabildiğimiz vakit anlam kazanmaya başlıyor. William Blake’in dediği üzere bir kum tanesinde dünyayı, bir yaban çiçeğinde cenneti görebilmenin yolu da sanırım buradan geçiyor. Ben de ayrı ayrı ele alındığında birbiriyle çok ilintili durmayabilecek kimi malzeme katmanlarını ve biçimleri bir arada kullanarak bahsettiğim bu çok katlılığı sezdirmeye çalıştım.”

 

Sergileri sadece eserlerin değil bizzat sanatçının da izleyicilerle bir araya gelmesi için bir fırsat olarak gören Bikkul, 21-30 Mart 2013 tarihleri arasında açık kalacak sergide önceden hazırladığı çalışmaları sunmanın yanı sıra, Pasajist’te kuracağı mini atölyesinde üretmeye devam edecek ve ziyaretçilerle iletişime açık olacak.

gozlu.jpg
bottom of page