Halep
2011 -
2013
ZULEYHA ALTINTAS DEMET TASPINAR DENIZ BESER NICOLE RIEFOLO ARTTRANSPONDER BERLINERPOOL HURI KIRIS DENIZHAN OZER DORIS KOCH MANUELA MACCO SYLVIO PALLADINO ECE BUDAK BANU TAYLAN STEFAN ENDEWART RUSSEL ZEHNDER SECIL YAYLALI ISA ANDREU ARZU ARDA KOSAR NANCY POP MALIN LENNSTROM NURGUN OZMELEK KOTTI SHOP ARTPROJECTBROCKMANN ELMAS DENIZ OZGUR DEMIRCI NICOLE DALDANISE TURKAN AKKULAK KOC BANU TAYLAN COCKAIGNE RUM46 YAVUZ KILICER ELIZABETH ARO AMINA ZOUBIR DIDEM DURUKAN JOMA CIGDEM MENTESOGLU DEMET YALCINKAYA KAREN BARTRAM BERND RIEHM BARIS MENGUTAY GONUL NUHOGLU ORTA FORMAT VALENTINA KARGA ANGELO MOLINARI FERNANDO GARBELOTTO GIORGIO CAIONE JULIA IRENE SMITH JOHANNES WILLI BENI BISCHOF EVELINE WUTRICH DOMINIK CAROLYN RIDDELL OLIVIA VALENTINE ASLIEMK ERIM BIKKUL ANJA UHLIG
PASAJ @ Barın Han programı
Geçmiş
Ayşecan Kurtay, Bengi Lostar, Özgür Çelik, Tülin Safi
Arzu Arbak
ÇATLAK DOKU


PASAJ Istanbul; Kasım ayına; küratörlüğünü sevgili Arzu Arbak’ın üstlendiği “Çatlak Doku” sergisi ile merhaba diyor. Sergi; 16 Kasım Cumartesi saat 18:00 de Barın Han’da gerçekleşecek olan açılış ardından 21 Aralık’ a kadar ziyaret edilebilecek.
Sergi için üretilen işler; kolektif üretim ve düşünme alanı yaratmak üzere yine Arzu Arbak tarafından tasarlanan, Ayşecan Kurtay, Bengi Lostar, Özgür Çelik ve Tülin Safi katılımıyla gerçekleşen “Düş Haritaları” atölyesi beş aylık çalışma sürecini kapsıyor. Süreç içerisinde katılımcılar görsel sanatlardan, edebiyattan felsefeden sinemadan müzikten alıntılanan parçaları ve bu parçalar arasındaki ilişkiselliği kullanarak bir harita kurguladılar. Birbiri içine çeken birbirini çağıran veya birbirini iten tüm bu parçalar ile kurgulanan düş / düşünce haritası “mesafe” kavramı çevresinde şekillendi.
‘Çatlak Doku’
Unutuştan sızan bir silüet, karanlığın içerisinden kopup gelen bir bakış, tozlu raflar arasında unutulmuş bir nesne ya da tam tersi, yığınlar halinde gözün önünde olan ama görülemeyen birikmiş zaman nesneleri... Çocukluğun ürkütücü gölgeleri gelip şimdinin gölgeleriyle birleştiğinde, aynı his, aynı koku, aynı korku bedende yerini bulduğunda aritmetik hesaplamanın gösterdiği mesafe yoktur artık. Yinelemeler ve tekrarlarla dolu ömrün ortasında açılan kocaman yarık kapatmıştır tüm mesafeleri... Sımsıkı bir arada tutulmaya, koruyup kollamaya çalışılan mekan, beden de parçalara ayrılır teker teker. Kafadan, kol ve bacaktan yoksun biçimsiz olan, yeniden şekillendirilmeyi talep eder etmesine ama artık ne kol ne bacak ne de kafa yerindedir. Tanımlamaların tahakkümünden kurtarmıştır kendini... Öğrenmiştir; eskiden utanması gereken biçimsiz çıplaklığı ile utanmadan yaşamayı...